Ddiğince zarf fiil mi ?

Kalem

New member
Merhaba Forumdaşlar!

Hepimiz dilin incelikleri üzerinde tartışmayı severiz, değil mi? Bugün sizlerle “ddiğince” kelimesinin zarf fiil olup olmadığı konusunu masaya yatırmak istiyorum. Bu konu, dil bilgisi kitaplarında bazen yüzeysel geçiliyor, bazen ise farklı yorumlara açık bırakılıyor. Amacım, sadece doğru cevabı bulmak değil; farklı bakış açılarını birlikte keşfetmek ve tartışmak. Erkeklerin genellikle nesnel veriler üzerinden, kadınların ise toplumsal ve duygusal etkileri üzerinden yaklaştığı tartışmaları da işin içine katarak konuyu derinlemesine incelemek istiyorum.

1. “Ddiğince” ve Zarf Fiil Kavramı

Öncelikle, zarf fiil kavramını hatırlayalım: Zarf fiiller, fiilin kip ve zamanını değiştirmeden cümlenin yüklemi, öznesi veya diğer öğeleriyle ilişkisini açıklayan fiilimsilerdir. Türkçede genellikle "-erek, -ip, -ince, -meden" ekleriyle oluşur.

“Ddiğince” kelimesi de fiile bağlı olarak ortaya çıkan bir yapıdır. Ancak, klasik gramer kitaplarında çoğu zaman bu kelime ya göz ardı edilir ya da kısa bir dipnotla geçilir. Bazı dilbilimciler, “ddiğince”yi tam anlamıyla bir zarf fiil olarak görürken, bazıları onu bağlaç ya da edat niteliğinde değerlendirir. Bu da tartışmanın temelini oluşturuyor.

Sizce burada esas kriter, kelimenin cümlede işlevi mi, yoksa ekin türü mü? Yani bir kelime işlevsel olarak zarf fiil gibi davranıyorsa, otomatik olarak zarf fiil sayılır mı?

2. Erkek Perspektifi: Nesnel ve Veri Odaklı Yaklaşım

Erkek forumdaşlar genellikle dildeki yapıları analiz ederken somut örnekler ve kurallar üzerinden ilerler. Bu bakış açısıyla, “ddiğince” kelimesi cümlede nasıl davranıyor sorusu önemlidir.

Örnek üzerinden gidelim:

> “Kitapları okuduğum ddiğince, konuyu daha iyi anladım.”

Bu cümlede “ddiğince” fiil ile bağlantılı bir zaman ve koşul ilişkisi kuruyor. Erkeklerin yaklaşımı, bu tür cümlelerde “ddiğince”yi analiz ederek gramatik işlevini belirlemeye çalışır. Fiil ile uyumu, ekin türü ve cümlenin mantıksal yapısı temel kriterlerdir.

Veri odaklı yaklaşımda, dilbilimsel sınıflandırmalar ve istatistikler ön plana çıkar. Yani erkek bakış açısı diyor ki: “Bir kelimenin zarf fiil olup olmadığını belirlerken, onu kullanım sıklığı ve gramer kurallarıyla ölçmek gerekir.”

Sizce bu yaklaşım, kelimenin günlük kullanımını göz ardı ediyor mu, yoksa daha objektif bir sınıflandırma sağlıyor mu?

3. Kadın Perspektifi: Duygusal ve Toplumsal Etki Odaklı Yaklaşım

Kadın forumdaşlar ise dilin toplumsal ve duygusal boyutuna odaklanır. Onlara göre, “ddiğince” kelimesinin işlevi sadece gramatik değil; iletişimdeki etkisi ve anlam derinliği de önemlidir.

Örneğin:

> “Sen söylediklerini anladık ddiğince, hâlâ kafam karıştı.”

Burada “ddiğince”, konuşanın duygusal durumunu ve algısını yansıtır. Kadın bakış açısı, kelimenin toplumsal etkileşimlerde nasıl hissedildiğini ve algılandığını mercek altına alır. Kelimenin tonu, vurgu yaptığı yön ve cümleye kattığı anlam katmanları, sınıflandırmadan daha önemli hale gelir.

Kadınlar bu tartışmada sorar: “Bir kelimenin işlevini sadece gramer kurallarıyla sınırlamak, dilin duygusal ve toplumsal boyutunu ihmal etmek değil mi?”

4. Farklı Yaklaşımların Karşılaştırılması

Şimdi bu iki bakış açısını yan yana koyarsak ilginç bir tablo ortaya çıkıyor:

* Erkek bakış açısı: Nesnel, kuralcı, istatistik ve mantık odaklı.

* Kadın bakış açısı: Duygusal, toplumsal, algı ve iletişim odaklı.

“Ddiğince” kelimesinin zarf fiil olup olmadığı sorusu, aslında bu iki yaklaşımın çarpıştığı noktada anlam kazanıyor. Erkek bakış açısı bize net bir sınıflandırma sunarken, kadın bakış açısı kelimenin kullanım bağlamını ve toplumsal etkilerini göz önüne alıyor.

Mesela bir erkek forumdaş, “gramatik olarak ‘ddiğince’ bir zarf fiildir” derken; bir kadın forumdaş “cümledeki etkisi ve bağlamı göz önüne alındığında zarf fiil olarak algılanabilir” diyebilir. Buradaki nüans, aslında dilin hem kurallı hem de yaşayan bir yapı olduğunu gösteriyor.

5. Tartışmayı Derinleştirecek Sorular

Forumdaşlar, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

* “Ddiğince” kelimesini günlük kullanımda zarf fiil olarak mı algılıyorsunuz, yoksa daha çok bağlaç/edat gibi mi hissediyorsunuz?

* Erkeklerin nesnel yaklaşımı ve kadınların duygusal/toplumsal yaklaşımı arasında bir orta yol bulabilir miyiz?

* Dilin kuralları mı yoksa toplumsal algısı mı daha belirleyici olmalı?

* Sizce gramer kitaplarında bu tür kelimelere daha fazla yer verilmeli mi, yoksa günlük kullanım analizleri üzerinden mi değerlendirmeliyiz?

Sonuç

“Kısaca” demek gerekirse, “ddiğince” kelimesinin zarf fiil olup olmadığı sorusu, tek boyutlu bir cevapla geçiştirilemez. Erkek ve kadın perspektifleri birbirini tamamlayan farklı açılardır. Erkek bakış açısı kurallar ve mantık ile çerçeve çizerken, kadın bakış açısı kelimenin kullanım bağlamını, duygusal ve toplumsal etkilerini ön plana çıkarıyor.

Forumdaşlar, gelin bu tartışmayı daha ileri taşıyalım: Siz “ddiğince” kelimesini cümlelerde nasıl kullanıyorsunuz ve hangi bakış açısı sizin için daha ikna edici? Tartışalım, farklı örneklerle destekleyelim ve belki de yeni bir ortak anlayış geliştirelim!

Topluluk yorumlarınızı merakla bekliyorum. Kim bilir, belki bu tartışma hem gramer hem de günlük kullanım açısından hepimize yeni bakış açıları kazandırır.

---

Kelime sayısı: 836